Akuakültür neden önemlidir?
WWF'ye göre, dünyadaki deniz stoklarının %85'i ya tamamen kullanılmakta ya da aşırı avlanmaktadır. Gezegenimizin nüfusunun 2050 yılına kadar 2 milyar insanın üzerine çıkacağı ve bu büyümeye bakılırsa deniz mahsulleri de dahil olmak üzere gıda talebinin çok daha fazla artacağı öngörülmektedir. Avlanan su ürünlerinin hasadının arttırılmasına ilişkin kapsam ihmal edilebilir düzeyde olduğundan, akuakültürün uzun vadeli arz ve talep arasındaki boşluğu kapatırken diğer yandan da avlanan yabani su ürünleri üzerindeki baskıyı da azaltabiliyor olması gerekir.
Akuakültürün küresel gıda tedarikindeki rolünün öneminin günden güne artması hakkında iyimser olmak için pek çok sebep bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan 'Dünyada Balıkçılık ve Akuakültürün Durumu' raporunda balık üretimi ve tüketiminde gelecekte gerçekleşecek her türlü artışın çoğunlukla akuakültür kaynaklı olacağı belirtilmektedir. Buna göre sektörün bu zorluğun üstesinden geldiği görülüyor; 2005-2014 yılları arasındaki zaman diliminde, çiftlik deniz ürünleri üretimi yılda %5,8 gibi sağlıklı bir oranda büyüme sergileyerek 2010 ve 2014 yılları arasındaki yıllık dünya nüfusu artışının dört katını geçmiştir.
Akuakültür, hiç şüphesiz bir gezegen olarak kullanabileceğimiz su miktarı ile insan beslenme şekline olan katkısı arasındaki anlamlı dengesizliğin giderilmesi açısından bulunabileceği en iyi konumdadır: şu anda okyanuslar dünya yüzeyinin %70'ini kaplıyor olsalar da yediğimiz gıdaların yalnızca %2'sini temin etmektedir.
Akuakültür aynı zamanda dünyanın en etkili ve sürdürülebilir yüksek kaliteli protein üretim yöntemlerinden biridir. Bu sektörün karbon ayak izi ve yem dönüşüm oranı (FCR) düşük, protein ve enerji tutma kapasitesi ise yüksektir. Skretting, çiftlik balıkları ve karideslerin performansını en iyi şekilde destekleyen yenilikçi ve sürdürülebilir beslenme çözümleri sağlamaktadır.