'Yeni bileşenler' derken ne demek istiyoruz?
Akuakültür yemlerinde kullanılan ham maddeler geleneksel olarak avlanan su ürünlerinden (balık unu ve balık yağı) ve tarımsal ürünlerden (soya fasülyesi unu) elde edilmekteydi. Bu yüksek talep gören, sınırlı bileşenleri temin etmek için diğer bitkisel unlar ve yağlar, balık artıkları ve işlenmiş hayvan ürünleri giderek daha fazla kullanılsa da gıda üretimini sürdürülebilir bir şekilde arttırmak ve artan dünya nüfusunun temel gıdalara erişmesini sağlamak istiyorsak balık ve karides yemlerinde kullanılan insani gıda kaynaklarını azaltmanın yollarını aramamız önemlidir.
Yeni bileşenler, geleneksel olmayan bitki ya da hayvansal türevli hayvan yemleridir. Dünyanın her yerinde, akuakültür yemlerinde kullanılmak üzere yani ham madde ve alternatif temel omega-3 uzun zincirli yağ asitleri kaynakları bulmak amacıyla bu bileşenlere ilişkin Ar-Ge faaliyetlerine daha da fazla odaklanılmaktadır. En son teknolojiler arasında mikrobiyal ve böcek bazlı protein ve yağ kaynaklarını kapsamaktadır ve kaynak olarak atık yığınlarından faydalanan farklı böcek türleri kullanılarak hazırlanan, EPA ve DHA ve yüksek kaliteli proteinler içeren yosun yağları zaten piyasada satılmaktadır.
Bu ve diğer yeni bileşenler ham madde boşluğunu kapatmak için bir fırsat sunsa da bunların başarıyla kullanılabilmesinde ölçeklenebilirlik oldukça önemlidir. Besin formülasyonlarında eşdeğer beslenme faydaları ve performans sağlamanın yanı sıra balık yetiştiricilerinin ulaşabileceği fiyatlarda satışa sunulmaları gerekir. Ayrıca üretim süreçleri çevre veya toplum üzerinde olumsuz etkilere yol açmamalıdır.
Konu balık ve karides yemi bileşenleri olduğunda en önemli uzun vadeli vizyonlarımızdan biri toplumun başka şekillerde tüketmeyeceği malzemeler kullanmaktır.
Skretting Ar-Ge Direktörü Dr. Alex Obach konuyla ilgili olarak şunları söyledi "Konu balık ve karides yemi bileşenleri olduğunda en önemli uzun vadeli vizyonlarımızdan biri toplumun başka şekillerde tüketmeyeceği malzemeler kullanmaktır. Şu an geliştirmekte olduğumuz yeni bileşenler işte tam da bu özelliklere sahip, hem mevcut insani gıda zincirleriyle rekabet halinde değil hem de ekilebilir arazi veya su kullanımı üzerinde fazladan bir etkileri yok".
Skretting, yeni bileşenlerin geliştirilmesini her bakımdan destekliyor. Sürdürülebilirlik, besleyicilik, kalite ve güvenlik, yasal ve finansal açılardan bu alternatiflerin karmaşıklığını tamamen anlayabilmek amacıyla proaktif çalışıyoruz. Bu bilgilerin akuakültürün sorumlu bir şekilde büyümeye devam etmesine yardımcı olacağına inanıyoruz.